Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, bu önemli yıldönümünde, Zonguldak halkının ve madencilerin verdiği mücadelenin hala devam ettiğini vurguladı.
4-8 OCAK ANKARA YÜRÜYÜŞÜ'NÜN 34. YILI: BİR MÜCADELE DESTANI
ZONGULDAK’TAN ANKARA’YA UZANAN BİR MÜCADELE SİMGESİ: 4-8 OCAK 1991
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, bu önemli yıldönümünde, Zonguldak halkının ve madencilerin verdiği mücadelenin hala devam ettiğini vurguladı.
4-8 Ocak 1991 tarihlerinde, Türkiye'nin dört bir yanından yükselen bir direnişin simgesi haline gelen Zonguldak-Ankara Büyük Madenci Yürüyüşü, 34. yıl dönümünde bir kez daha hatırlatıldı. Bu tarihi adım, sadece madencilerin değil, tüm Türkiye’nin üretim kültürüne ve emeğe sahip çıkma mücadelesinin sembolü oldu.
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, bu önemli yıldönümünde, Zonguldak halkının ve madencilerin verdiği mücadelenin hala devam ettiğini vurguladı.
BİR MÜCADELEYE İLK ADIM: GREV VE ZONGULDAK’IN SESİ
1990 yılında, maden işçileriyle Zonguldak halkının haklı taleplerinin karşılık bulmaması üzerine başlayan grev, 4 Ocak’ta büyük bir yürüyüşe dönüştü. 150 bin kişinin katılımıyla Zonguldak’tan Ankara’ya uzanan bu yürüyüş, sadece bölgeyi değil, tüm Türkiye’yi derinden etkiledi. Kar ve kış demeden yola çıkan madenciler, dağları aşıp Ankara’ya kadar yürüyerek, Türkiye’nin en köklü işçi mücadelesini simgeleyen bir destanı yazdı.
BÜYÜK YÜRÜYÜŞ, TÜRKİYE'Yİ Aydınlattı
4-8 Ocak 1991 tarihleri, sadece Zonguldak için değil, tüm Türkiye için bir dönüm noktasıydı. Madenci Feneri, Türkiye’nin her köşesini aydınlattı. Zonguldak’tan Ankara’ya yapılan yürüyüşün, sadece bir eylem değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olduğunu belirten Yeşil, o günlerin gücünden aldıkları ilhamla bugüne kadar kararlılıklarını sürdürdüklerini ifade etti. "Madenci Feneri", hem yerel halkı hem de tüm dünyayı uyararak demokrasi mücadelesine katkı sundu.
MÜCADELEYE KÖK SALAN BİR GELENEĞİN İZLERİ
Bu destanın gerisinde, lider sendikacı Şemsi Denizer ve o dönemin sendika yönetim kadrolarının azmi yatıyor. 1994 yılında çıkarılmak istenen 5 Nisan Kararları'na karşı gösterilen direniş de, tıpkı 4-8 Ocak Yürüyüşü gibi Zonguldak’ta başarıya ulaştı. 14 Temmuz 2016’da TTK’nın özelleştirilmesine karşı yapılan kitlesel basın açıklamaları ve 2017 yılında başlatılan mücadele de bu kararlılığı pekiştirdi. Maden işçilerinin gösterdiği bu dik duruş, Zonguldak’ın ve Türkiye’nin üretim kültürünü koruma yolundaki başarısını ortaya koydu.
BUGÜNÜN MÜCADELESİ: KİT REFORMUNA KARŞI DİRENİŞ
Hakan Yeşil, 2024 yılında gündeme getirilen ve stratejik kamu kuruluşlarının özelleştirilmesinin önünü açacak KİT Reformu’na karşı da tepkilerini ortaya koyduklarını belirtti. Bu reformun uygulanması halinde, Zonguldak halkının ve madencilerin mücadeleye devam edeceğinin altını çizdi. "O günden bugüne, Zonguldak halkı ve madenciler, üretim kültürünü koruyarak dimdik ayakta durmaya devam edecekler" dedi.
ÜRETİMİN GÜVENCESİ: ZONGULDAK VE MADENCİLİK
Bugün Zonguldak Taşkömürü Havzası, Türkiye'nin demir-çelik sektörünün temel yapı taşlarından biri olarak hayat buluyor. Bu nedenle, TTK ve TKİ’ye sahip çıkmak, üretimi artırmak ve yeraltı kaynaklarımızı etkin şekilde kullanmak, hem bölge halkının hem de tüm Türkiye’nin sorumluluğudur. Yeşil, bu toprakların sahip olduğu değerleri koruyarak, geleceğe umutla bakmayı sürdüreceklerini belirtti.
ŞEMSİ DENİZER’E VE MÜCADELEDE YER ALANLARA ŞÜKRAN
Son olarak, 1991 yılındaki büyük yürüyüşün öncüsü ve bu mücadelenin simgesi haline gelen Rahmetli Genel Başkan Şemsi Denizer, saygı ve minnetle anıldı. Yeşil, Zonguldak halkına ve madencilerine, bu mücadelede birlikte hareket etmenin ve başarıya ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatarak, tüm demokrasi güçlerini selamladı.
34 yıl önce başlatılan bu büyük yürüyüşün mirası, hala Zonguldak’ta ve Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşamaya devam ediyor. Madencilerin ve bölge halkının verdiği bu büyük mücadele, bir kez daha tarihe altın harflerle kazındı.