SOSYAL MEDYA ÇIKTI, MAHREMİYET KALMADI!

Cuma hutbesinde dile getirilen "Mahremiyet, insanı saygın kılar" sözü, günümüzün dijital çağında daha bir anlam kazanıyor.

YAŞAM 14.02.2025 19:19:00 0
SOSYAL MEDYA ÇIKTI, MAHREMİYET KALMADI!

SOSYAL MEDYA ÇIKTI, MAHREMİYET KALMADI!

 

Gizliliğin ve Saygınlığın Kayıp Çağına Girerken…

 


MAHREMİYET, İNSANI SAYGIN KILAR

 

Dijital Dünyanın Güvenliksizlik Tehdidi

 

Cuma hutbesinde dile getirilen "Mahremiyet, insanı saygın kılar" sözü, günümüzün dijital çağında daha bir anlam kazanıyor.

 

 Mahremiyet, insanın doğuştan sahip olduğu, en temel ve vazgeçilmez haklarından biridir. Yüce Allah’ın bizlere verdiği beden, mahremdir; izinsiz müdahalelere karşı korunmalıdır. Evimiz, işyerimiz, kişisel bilgilerimiz… Hepsi bizim mahrem alanımızdır ve iznimiz olmadan hiç kimseye ait olamaz. Ailemiz ise, en kıymetli mahrem alanımızdır. Ancak son yıllarda, bu mahremiyetin ciddi şekilde ihlal edildiği bir dönemin içindeyiz.

 


MAHREMİYETİN DİNDEKİ YERİ VE HÜKÜMLERİ

İslam’ın Temel Değerlerinden Biri Olarak Mahremiyet

 

Mahremiyet, İslam’ın en temel sâbitelerindendir ve dinimizde sınırları Kur’an ve sünnet ile çizilmiştir. Bu sınırlar, zaman, mekan veya şartlara göre değişmez. Her birey, öncelikle bedeninin mahremiyetini korumakla yükümlüdür. Zira bedenimiz, yalnızca bizlere emanet edilmiş büyük bir nimettir ve bu nimetin sınırları, sadece bizler tarafından belirlenemez. Aynı şekilde, eşler arasındaki mahremiyet de kutsaldır. Cenâb-ı Hak, eşlerin birbirlerinin örtüsü olduğunu ifade ederken, bu ilişkiyi korumanın da önemini vurgular.

 

SOSYAL MEDYANIN TEHDİDİ: AİLENİN MAHREMİYETİ İHLAL EDİLİYOR

 

Dijital Paylaşımlar, Aileyi Zayıflatıyor

 

Sosyal medya ve diğer dijital platformlar, bir zamanlar özel olan aile içi ilişkileri ve mahrem bilgileri, herkesin ulaşabileceği bir alan haline getiriyor. Eşler, çocuklar, aile büyükleri… Herkesin özel hayatı artık kamuya açık bir şekilde paylaşılıyor. Ancak unutulmamalıdır ki, ailemiz ve yakınlarımızın mahremiyetine saygı göstermek, sadece ahlaki değil, dini bir sorumluluktur. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı ise oldukça açıktır: “Kıyamet günü Allah katında hesabı sorulacak en büyük ihanetlerden biri, kişinin eşinin mahremiyetini ifşa etmesidir.”

 


TELEVİZYON, RADYO VE SOSYAL MEDYANIN YENİ DÜZENİ
Bedenin Teşhiri ve Ahlakî Değerlerin Aşınması

 

Televizyon, radyo, gazete ve sosyal medya, aslında toplumun milli ve manevi değerlerini korumakla yükümlü olan araçlar olarak var olmalıdır. Ancak, özellikle bazı televizyon dizileri, çizgi filmler ve gündüz programları, bedenin teşhirini teşvik etmekte ve ahlaki sapkınlıkları normalleştirmektedir. Ekranlardaki tartışmalar, aile bağlarını zayıflatan ve toplumdaki güven duygusunu yıkan bir yıkım yaratmaktadır. Özellikle gençler, bu platformlar aracılığıyla yanlış bir anlayışla yetişmekte ve mahremiyetin ne olduğunu sorgulamaktadır. Yüce Rabbimiz, bu konuda bizleri şu şekilde uyarmaktadır: “İnananlar arasında hayâsızlığın, ahlaksızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette acıklı bir azap vardır…”

 


MAHREMİYETİ KORUMANIN YOLU: DUYARLILIK VE SORUMLULUK
Dijital Dünyada Ailenizi Nasıl Korursunuz?

 

Artık, evlerin kapılarının kilitli olduğu, perdelerin çekildiği günler geride kaldı. Bugün, sosyal medya platformlarında paylaşılan her fotoğraf, her yorum, kişilerin mahremiyet sınırlarını ihlal etmektedir. Bu nedenle, herkesin daha duyarlı olması ve sorumluluklarını yerine getirmesi büyük bir önem taşımaktadır. Çocuklarımıza mahremiyet bilincini kazandırmalı, sosyal medyada beğeni toplamak uğruna kişisel sınırlarımızı aşan paylaşımlar yapmamalıyız. Mahremiyetin ihlali, sadece kişisel güvenliğimizi değil, toplumun değerlerini de zedeler.

 


SON SÖZ: KAPALI BİR DÜNYADA GİZLİ HAYATLAR
Gizliliğin Değeri ve Ekranların Sorumluluğu

 

Son olarak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifiyle sözümüzü bitirelim: “…Müslümanların gıybetini yapmayın ve onların gizli hâllerini araştırmayın. Müslüman kardeşinin ayıbını ortaya dökenin, Allah da ayıbını ortaya döker…” Bu öğüt, sadece dini bir emir değil, toplumsal bir sorumluluktur. Dijital çağda mahremiyetin korunması, sadece bireysel bir hak değil, toplumsal bir yükümlülüktür.


Bugün, mahremiyetin ihlaliyle mücadele etmenin zamanı geldi. Aksi takdirde, bu kayıp değerlerin ve saygınlığın geri dönülmesi güç bir şekilde yok olmasına engel olamayacağız.